8 Mart 2016 Salı

Masumiyet Müzesi/ Orhan Pamuk






        Masumiyet Müzesi/ Orhan Pamuk
         561 sayfa
         Yapı Kredi Yayınları











Bir Orhan Pamuk kitabı okuma fikri aslında !f İstanbul filmleri için bilet bakarken şekillendi aklımda. Çünkü festivalde Orhan Pamuk'un romanından uyarlanan Masumiyet Müzesi'nin filmi gösterilecekti. Ben de biletimi almakla beraber film öncesi kitabı oku, filmi izle, söyleşiye katıl ve en sonunda müzeyi ziyaret et şeklinde ilerleyen bir liste çıkardım kendime. Şayet festival bitti kitap yorumu yeni geliyor şeklinde bir eleştiriniz olursa, kitabı festivalden önce bitiremediğim üstelik kitabın sonunu filmi izlerken öğrendiğim doğrudur. 

Kitap 70'li ve 80'li yıllarda yaşanan bir aşk hikayesini anlatıyor upuzun. Tabi bunu yaparken dönemin siyaseti hariç her şeye birinci ağızdan eleştiri ve açıklama getiriyor. Ana karakterimiz Kemal'in dilinden anlatılan -benim için- kusurlu bir aşk hikayesi kitap. Neden kusurlu bulduğumsa, hikayenin gidişatında bana saçma gelen bazı şeyler olmasından ileri geliyor. Bir türlü içime sindiremiyorum aşklarını. 

Hikayenin gidişatında fazla gelen; bunlar yazılmasa da anlamından bir şey kaybetmezdi kitap dediğim bölümler çok fazlaydı. İster istemez akıcı olmayan bir okuma gerçekleşti. Bunlar dışında yazarın diline alıştığım, hızlandığım dönemler de geçirdim kitabın başında. Ve çok değerli bir şey öğrendim kitaptan. Hatıraların bellekten silinebileceği ama eşyaların o anıları yüce gönüllülükle taşımaya devam edeceği bunlardan yalnızca biriydi. Anı yaşarken anı taşıyan nesnelere bir defa daha böyle anlam kattım. 

Müzelere olan saygım da bir kat arttı. Yerimden kalktığım gibi ne kadar müze varsa şehrin sınırlarında gezmek istedim -başta Masumiyet Müzesi olmak üzere. Orhan Pamuk'un bu kitabının 2013 sonrası baskılarının tümünde yer alan "Aşk ve Müze Üzerine" son sözü de etkilenmemi pekiştirdi. 

Kitap bana hatırlanacak güzel satırlar, dikkat edilecek anlar ve gezilecek müze/ler bıraktı. İlk Orhan Pamuk okumanız değil ise kitap size keyif verecektir ama ilk okumanız ise sıkılabileceğinizi unutmayın. 

*Çünkü aşk verdiği ıstırap ile ruhumu bir yandan terbiye ediyor ve beni daha olgun bir adam yapıyordu, ama diğer yandan da aklıma bütünüyle el koyarak, olgunluğun verdiği mantığı kullanmama çok az izin veriyordu.

*Eşyaların gücü içlerinde birikmiş hatıralar kadar, bizim hayal ve hatırlama gücümüzün cilvelerine de bağlıdır elbette. 

*Aristo'ya göre anları birleştiren çizginin zaman olması gibi, eşyaları birleştiren çizginin de bir hikaye olacağını anlıyordum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder